Leylâ ile Mecnun'a ''Leylâ''dan Bakmak

28 Aralık 2016

Konuşmacılarının tamamı üniversitemiz öğrencilerinden oluşan “Çölü Geçmek, Leylâ’ya Ermek: Türk Şiirinde Leylâ İmgesi” paneli, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlendi. Öğrencilerimiz, 7. yüzyıldan günümüze uzanmış çağlar üstü hikâyelerden biri olan Leylâ ile Mecnun’u, kimi zaman aşık kimi zaman mâşuk olan “Leylâ”nın gözünden anlattı. Öğrenciler hem akademisyenler hem de arkadaşları tarafından büyük ilgi ve beğeniyle dinlendi.

Arap edebiyatında 7. yüzyılda kıssalar halinde ortaya çıkmış, 10. yüzyılda İran edebiyatına, 12. yüzyılda ise Nizami Gencevi’nin ilk kez mesnevi olarak kaleme alıp kitaplaştırmasının tesiriyle Türk edebiyatına geçmiş ve Fuzûlî ile devleşmiş Leylâ ile Mecnun hikâyesi; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzün sözü kuvvetli öğrencilerinin dilinden “Çölü Geçmek, Leylâ’ya Ermek: Türk Şiirinde Leyla İmgesi” panelinde ele alındı.

İki oturum halinde gerçekleştirilen panelin ilk oturumunda Şirin Çalışır’ın moderatörlüğünde Züleyha Süveybe Macar, Sultan Şahin, Dila Akçay ve Ayşe Kübra Bilgin, “Klasik Türk Şiirinde Leylâ İmgesi”ni değerlendirdi. “Modern Türk Şiirinde Leylâ İmgesi” başlıklı ikinci oturumda ise Ömer Fatih Andı’nın moderatörlüğünde, Ahmet Göksu, Kübra Ay, Tuğçe Kaplan ve Meryem Betül Koçak konuştu.

“Kimi efsane kimi gerçek bir hikâye olarak adlandırdı ve her anlatan kendi kültüründen motifler ekledi” diyerek söze başlayan Şirin Çalışır, bir Arap çöl masalı olan Leylâ ile Mecnun’un tasavvufi ve beşeri aşk formlarında sayısız esere işlendiğini aktardı.

“Fuzulî’de Aslolan Leylâ’dır”

Fuzûli’nin Leylâ’sını anlatan Züleyha Süveybe Macar, onun Leylâ ile Mecnun’u yazma sebebinin edebiyata başvurarak hakikate ulaşmak arzusu olduğunu söyledi. Macar, “Fuzûli’de aslolan Leylâ’dır. ‘Allah’a giden yolda vesileler kıldık’ ayet-i kerimesinden hareketle hakikate giden yolda Leylâ’dan illaki geçmek lazımdır.” değerlendirmesinde bulundu. Fuzûli’nin eserinde divan edebiyatındaki diğer kullanımlardan farklı bir biçimde kadının “özne” olarak yer aldığına ve yüceltildiğine vurgu yapan Macar, diğer eserlerdeki gibi Mecnun’un gözünden Leylâ’yı değil de Leylâ’nın gözünden Leylâ’yı göstermesi açısından da Fuzûli’nin farklı ve özel bir yerde olduğunun altını çizdi. Macar’a göre, Fuzûli’nin Leylâsı hem bir maşuk hem de hislerini anlatan bir âşıktır.

“Leylâ, Mecnun’a Çıkan Yoldur”

15. yüzyıl şairlerinden Necatî Bey’in Divanı’ndaki Leylâ imgesi üzerine konuşan Sultan Şahin, Necatî Bey’in Mecnun üzerinden konuyu işlediğini belirterek onun gazellerinde “Mecnun için Leylâ, Mevlâ’ya çıkan yoldur” dedi. Şairin, kıssayı işlediği gazelde Hz. Muhammed’den de bahsettiğini söyleyen Şahin, burada Mecnun üzerinden farklı bir varoluş algısı oluşturulduğuna dikkat çekti. Bu varoluş algısını manevi bir “yükselme” olarak adlandıran Şahin, Necatî’nin beyitlerinde Mecnun’un, Leylâ’nın gece gibi saçlarından hakiki mahbuba doğru çıktığı yolculuk ile Hz. Muhammed’in sonu hakiki sevgiliye ulaşan yolculuğunu birbirine bağladığı tespitinde bulundu.

“Kadın Şairlerde Leylâ İmgesi”

Divan edebiyatımızda Şeref Hanım, Leylâ Hanım ve Tevhide Hanım’da Leylâ’nın nasıl işlendiğini inceleyen Dila Akçay, üç şairin de tıpkı erkek şairler gibi Leylâ’dan bahsettiğini ifade etti. Klasik edebiyatta Leyla’nın sadece kadın olarak nitelenmediğini, sevgilinin genel temsilinin Leylâ, aşığın genel temsilin de Mecnun olduğunu belirten Akçay; şairlerin beyitlerinde Mecnunluk vasfıyla âşıkları, Leylâlık vasfıyla da sevgilileri kıyasladığını dile getirdi.

Şeyh Galib’de Leylâ

Ayşe Kübra Bilgin, Şeyh Galib’in beyitlerindeki Leylâ imgesinden söz etti. Galib’in Leylâ ile Mecnun kıssasıyla aslında mürid-mürşit ilişkisini anlattığını söyleyen Bilgin, onun çok katmanlı şiir yapısıyla bu imgeyi zirveye taşıdığını aktardı. Galib’in, çölde Leylâ’sını ararken kendini bulan bir Mecnun’u anlattığını söyleyen Bilgin, aşık-maşuk ilişkisi üzerinden varlık felsefesine dair derin analizleri olduğunu vurguladı.

Akif’in Leylâsı Millet

Modern Türk şiirinde Leylâ imgesine dair değerlendirmelerin yapıldığı ikinci oturumda Ahmet Göksu, Mehmet Âkif Ersoy’un Leylâsını anlattı. Akif’in Leylâsının millet olduğunu söyleyen Göksu, onun milletine duyduğu hislerine kapı araladı. “Âkif için Leylâ benlikten ötesidir” diyen Göksu, onun vatan ve millet kavramlarına yüklediği manalar üzerine de konuştu.  

İlahi Aşk Yolunda Hem Aşığın Hem Kendinin Basamağıdır Leylâ

Bir diğer panelist Tuğçe Kaplan ise Sezai Karakoç’un şiirlerinde Leylâ imgesini nasıl kullandığına baktı. Onun şiirlerinde Leylâ’nın ilahi aşka giden yolda bir basamak olarak kullanıldığına dikkat çeken Kaplan, Leylâ’nın da bir âşık ve “kendine giden yolda kendi için de bir basamak” olduğunun altını çizdi. Karakoç’un diğer şiirlerinde olduğu gibi Leylâ imgesinde de çok katmanlılığı kullandığını dile getiren Kaplan; “Köşe” şiirinde başka bir Leylâ’ya rastlandığını ifade etti. “Köşe”deki Leylâ’nın ideal Müslüman insan olarak kurgulandığını söyleyen Kaplan, “Karakoç için Leylâ, İslâm dünyasının beklediği hakiki Müslüman’dır.” diye konuştu.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nihat Öztoprak, Yrd. Doç. Dr. Dursun Ali Tökel ve Arş. Gör. Mesut Koçak’ın panelin niteliğine dair takdir edici değerlendirmeleri ve devamının gelmesi temennilerinin ardından öğrenci paneli nihayete erdi. 

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.