Sevinç ve Keder Aşı: Helva

9 Mayıs 2018

Türk mutfak kültüründe önemli bir yeri olan, bazen kedere bazen sevince ortak etmek amaçlarıyla pişirilen, edebiyatta yüklendiği anlamlarla da dikkat çeken helva, bir grup akademisyenin çalışmasına konu oldu, akademisyenler çalışmanın sonuçlarını Üniversitemizde anlattı.

Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, organize ettiği “Türk Mutfağında Helva ve Helva Kültürü” programında, Türk Kültüründe Helva projesinin sahipleri Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Sebahat Deniz, Doç. Dr. Ümran Ay, Arş. Gör. Dr. Evrim Ulusan Öztürkmen, Arş. Gör. Zeynep Öz ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Zehra Hamarat’ı ağırladı.

Türkiye’nin tüm bölgelerini dolaşarak helva konusunda derlemeler yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Sebahat Deniz, 2 yıl süren çalışmada köylerde ve kasabalarda halkla yaptıkları görüşmeler sonucunda 100’e yakın helva çeşidi derlediklerini, halk edebiyatında, eski Türk edebiyatında helva ile ilgili beyitleri taradıklarını, bilinenin aksine sadece ölüm aşı olarak değil doğumdan ölüm sonrasına; sünnet, düğün, asker uğurlaması, hasat başlangıcı gibi önemli anlarda helva dağıtıldığını belgelediklerini kaydetti.

Orta Doğu ve Balkanlarda hayli sevilen bir tatlı olan helva ile Türklerin İslâmiyet’i kabul ettikten sonra tanıştığını, İslâmiyet öncesi Türklerde “ölü aşı” olarak isimlendirilen ölünün yanına atının gömülmesi geleneğinin, İslâmiyet’e geçişle ölünün ruhuna koku gönderilmesi olarak değiştiğini belirten Deniz, geleneği şöyle detaylandırdı: “Ölünün ardından helva pişirilip kokusu ata ruhuna gönderiliyordu. Ata ruhlarıyla dünyada kalanlar arasında koku vasıtasıyla bağ kuruluyor, onların gönüllerini hoş tutmak veya onlardan gelecek kötü şeyleri kovmak maksadıyla helva kokusu yayılıyordu. Bugün de kullanılan ‘helva kokutmak’ deyimi buradan gelmiştir.”

Osmanlı’da helva sohbetleri

Helva Osmanlı Devleti’nde yiyecek olmasının ötesinde sosyolojik bir anlam da kazandı. Helva etrafında zengin ve etkileyici bir kültür oluştuğunu kaydeden Deniz, helvanın Osmanlı’da daha çok sevinçli anlarda pişirildiğine dikkat çekerek, “Padişahın ölümünden sonra helva dağıtılmamış. Daha çok keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda olmuş. Helva sohbetleri düzenlenmiş. Bu sohbetlerde nice insanlar yetişmiş.” diye konuştu.

Bu tatlı yiyeceğin bugün Balkanlarda “Türk helvası” olarak yenilmeye devam ettiğini söyleyen Deniz, edebi kültüre de İslâmiyet ile girdiğini, deyim ve atasözlerine konu olduğunu, divan şiirinde, manilerde ve bilmecelerde helva kelimesine sıkça rastlandığını sözlerine ekledi.

Tokat’ta 40 helvası

Divan şiirinde helvaya dair tespitlerini paylaşan Doç. Dr. Ümran Ay, helvanın nasıl pişirileceğinden helva sohbetlerinin anlamına, sohbetlerinin ne zaman yapılacağından helvasıyla meşhur şehirlere kadar geniş bir anlam katmanında helvanın işlendiğini dile getirdi.  

Türkiye’nin 15 ilinde kaynak kişilerle görüşerek, helva etrafındaki farklı inanç uygulamalarını inceleyen Dr. Öğr. Üyesi Zehra Hamarat, Karadeniz’de yaptığı derlemelerle ilgili ilginç bilgiler sundu. Tokat’ın Zile ilçesinde kişinin ölümünün ardından 40. gün pişirilen “40 helvası” geleneğinden bahseden Hamarat, “Bir kişi öldükten sonra 40 gün boyunca bir nohuda Yasin Suresi okunuyor. 40. gün evde un helvası yapılıyor ardından 40 nohut ve helva mezarlığa götürülüyor. Nohutlar mezara gömülüyor, helva da gelenlere dağıtılıyor.” dedi.

Hamarat, erkeklerin kışın üzerlerine ayı postu geçirerek evlerden helva malzemesi topladığı, bu arada sevdikleri kızları da gördüğü, topladıkları malzemelerle köyün kahvesinde helva pişirdikleri ilginç geleneğe Kocaeli Dilovası’nda rastladıklarını dile getirdi.

Dileklerin yüklendiği acele bacı helvası

Arş. Gör. Dr. Evrim Ulusan Öztürkmen, Ege derlemelerinden söz etti. Ege’de en dikkat çekici geleneklerden birinin “acele bacı helvası” olduğunu söyleyen Öztürkmen geleneği şöyle anlattı: “Dileği olan kadın 7 evden dualı malzeme toplar, malzemeyi verenlerle birlikte hızlı bir şekilde konuşmadan eve gelir, helva karılır, sıcak sıcak yenir. Bu helva kesinlikle evin dışına çıkmaz. Karıştıranlar kendi dileklerinin kabul olması için bir sonraki acele bacı için sözleşir.”

Farklı yörelerde farklı isimlerle adlandırılan özellikle sıcak yörelerde görülen kar helvasının, en aykırı helva çeşidi olduğunu kaydeden Öztürkmen, Aydın’da dağlarda açılan kuyularda biriktirilen karların yazın pazarda üzerine meyve şurubu dökülerek satıldığını, sıcak günlerde yapılan düğünlerde de ikram edildiğini sözlerine ekledi.

Arş. Gör. Zeynep Öz, 600 yıldan fazla süren divan şiirinin tüm dönemlerindeki beyitlerde helvadan bahsedildiğini, helvanın özellikle benzetme şeklinde sıkça kullanıldığını, en çok sevgilinin dudağına, kimi beyitlerde de busesine benzetildiğini, aşkın da helvaya benzetildiği bazı beyitler bulunduğunu ifade etti.

“Türk Mutfağında Helva ve Helva Kültürü” programı konuşmaların ardından helva ikramıyla nihayete erdi.

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.