Evliya Çelebi Konuşmaları serisinin üçüncü dönem programları “Evliya Çelebi ve Rusya” başlıklı seminer ile başladı. Rusya Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Dr. Evgeniy Bahrevskiy, Evliya Çelebi Çalışmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Musa Duman moderatörlüğünde Evliya Çelebi Seyahatnamesinde geçen tarihi Rusya topraklarına dair anlatıların yanında, Türkçe ve Rusça ortak imgeleri de ele aldığı bir konuşma gerçekleştirdi.
Rusya Federasyonu Kültür ve Doğal Miras Enstitüsü Müdürü ve Rusya Kültür Stratejisi ekibinde yer alan Dr. Evgeniy Bahrevskiy, konuşmasına hayatını ve çalışmalarını anlatarak başladı. Moskova bölgesinde küçük bir şehirde doğan Bahrevskiy, Türkiye’ye ilgisinin yazar olan babasının Rusya tarihi ile ilgili kaleme aldığı tarihi roman dizisinde geçen Azak Savaşı anlatısı ile başladığını belirtti.
Bahrevskiy, Evliya’nın Ahi Çelebi Camii’nde gördüğü rüyada Kırım seferinin geçmesinin önemi üzerinde durdu. Nitekim Seyahatname’deki anlatıda Evliya Çelebi’nin meşhur rüyasında gördüğü cemaatin, Azak taraflarında Kırım Tatarlarına askerî yardım götürmek amacı ile toplandığı belirtiliyordu. Bahrevskiy, bu anlatıdan hareketle “Azak’a gitmek” deyiminin ortaya çıktığını, Evliya Çelebi’nin de birkaç kez Azak’a gittiğini ifade etti. Evgeniy Bahrevskiy, çocukluğunun Kırım’ın Evpatorya yani Gözleve şehrinde geçtiğini belirterek şehir merkezinde yer alan ve Mimar Sinan yapısı olan Bedirhan Camii’den, ayrıca Kırım’dan çok etkilediğini, Türklere olan ilgisinin de bir kaynağı olarak nitelendirebileceğini de dile getirdi.
17. Yüzyılın İzini Taşıyor
Bahrevskiy, konuşmasının devamında Seyahatname’nin Rusça çevirileri ve yayımlanan ciltleri üzerine bir değerlendirmede bulundu. Kendisi de son altı aydır Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin birinci cildinin çevirisini yapmakla meşgul olduğunu ifade etti. Programın ikinci kısmı soru-cevap ve katkılar ile devam etti. Doç. Dr. İlhami Danış tarafından yöneltilen, günümüzde hangi coğrafyaların 17. yüzyılın izini taşıdığına dair bir soruya Bahrevskiy, “Anadolu” cevabını verdi. Bununla birlikte Kırım, Kefe, Gözleve, Bahçesaray gibi şehirlerde Osmanlı mimarisinin izlerine rastlandığını fakat bu şehirlerin de dönüştüğünü söyledi.
Farklar Tartışıldı
Son olarak Evliya Çelebi’nin yerel dil ve telaffuzları da kayıt almasından hareketle, Seyahatname’de geçen deyimler ve kavramlar üzerinde duruldu. Rus ve Moskof tabirlerinin farkları tartışıldı. Bahrevskiy, Evliya Çelebi zamanında Ukrayna Ruslarının Polonya’dan çıkıp Rusya ile birleştiğini, kelime anlamı olarak “Ukrayna” sözcüğünün Rusça’da “bucak” anlamına geldiğini ve “Rus” ifadesininin etnik bir anlama gelmeyip eskiden bir üst kimlik ifadesi olarak kullandığını belirterek konuşmasını sonlandırdı.