Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı tarafından düzenlenen “Hiper Çocuktan Hiper Bireye” panelinde üstün yetenekli ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip bireylerin (DEHB) çocukluktan yetişkinliğe uzanan deneyimleri, eğitim-öğretim hayatlarına dair eksiklikler, problemler ve öneriler konuşuldu.
Çocuk Gelişimi Programı Öğr. Gör. Mine Kazancı Gül’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin ilk konuşmacısı Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilgiler ve Türkçe Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şahin Oruç, “Üstün Yetenekli Çocukların Öğretmeni Olmak” başlıklı konuşmasında üstün yetenekli öğrencilerin eğitimiyle ilgili eksikliklere, bu alanda öğretmen eğitiminin gerekliliğine dikkati çekti.
Üstün yetenekli öğrencilerin ilkokulda kısmen uygun eğitim aldıklarını ortaokul ve lisede ise bunun devam ettirilmediğini gerek sosyal bilimlerin gerekse fen bilimlerinin öğretimi konusunda çalışmalara ihtiyaç olduğunu söyleyen Oruç, kendi öğrencileriyle üstün yetenekli çocuklara sosyal bilimler eğitimi üzerine çalıştıklarını kaydetti.
“Hayal güçleri zengin, bakış açıları farklıdır”
Dünyada ve ülkemizde üstün yetenek kavramının birçok farklı tanımının bulunduğunu belirten Oruç, zeka ve bilim ile ilgili konuların hızlı değişmesinden kaynaklı bu farklılıkların üstün zekadan üstün yeteneğe daha güncelde ise özel yeteneğe evrildiğini aktardı. Öğretmenlerin sınıflarındaki üstün zekalı çocuğu fark etmelerine yardımcı olacak özellikleri sıralayan Oruç, “Sınıfınızda emsallerinden farklı olan çocuk farklıdır. Bu fark olumlu anlamda ise üstündür. Üstün zekalıların kabul edilmiş üç temel özelliği vardır. Hayal güçleri çok zengindir, bakış açıları çok farklıdır ve kelime hazineleri çok gelişmiştir. Sınıfınızda bu üç özelliğe uyan öğrenciler varsa ona eğilmek gerekebilir.” dedi.
Şahin Oruç, eğitim fakültelerinde özellikle sınıf öğretmenliği bölümlerinde yan dal olarak üstün zekalı öğrencileri anlamaya odaklı dersler verilebileceğini, böylece alandaki öğretmen açıklığının giderilebileceğini dile getirdi.
“Güçlü taraflarına odaklanılmalı”
Hiper Kadın kitabı yazarlarından Gülüş Türkmen “Hiper Bireyler Bildiriyor 1” başlıklı konuşmasında üstün potansiyelli bireylerin eğitim süreçlerine yönelik deneyimlerini aktardı. Kendisinde duyumsadığı farklılıkların ne olduğunu anlamak için 2020 yılında IQ testi yaptırdığını ve üstün yetenek tanısı aldığını söyleyen Türkmen, tanı öncesi ve sonrası bazı deneyimlerini aktardı. Üstün potansiyele sahip bireylerin eğitim hayatları boyunca genel olarak zayıf yönlerinin güçlendirilmesi üzerine çalışıldığı belirten Türkmen, zayıf yönler yerine güçlü taraflarına odaklanmanın daha etkili ve öz güven kazandıracak bir yöntem olabileceğine işaret etti.
“Çocuğum benim öğretmenim”
Üstün yetenekliler ebeveyn koçu İnci Erdoğan, üstün yetenekli çocuğuyla hayat yolculuğunu, bu yolculuğun kendisinde yarattığı dönüşümü ve üstün yetenekli çocuğu olan ebeveynlerin gereksinimlerini anlattı. Çocuğunu daha iyi anlamak için aldığı eğitimlerin ardından ön yargılarının, tepkilerinin, bakış açısının değiştiğini belirten Erdoğan, “Ön yargılarımdan kurtuldukça çocuğumla iletişimim arttı. Çocuğum benim öğretmenim. On yıldır içinde olduğum maratonda edindiğim deneyimleri benimle benzer durumlar yaşayan ailelerle paylaşıyorum, birbirimizi ve çocuklarımızı dinliyoruz.” diye konuştu.
Bireyselleştirilmiş eğitim
Öğr. Gör. Mine Kazancı Gül ise “Eyvah, Sınıfımda DEHB’li Bir Çocuk Var” başlıklı konuşmasında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocukların eğitimsel gereksinimleri doğrultusunda sınıflarda uygulanabilecek farklılaştırma uygulamaları örnekleri verdi. Bu alanda güçlü yönlere odaklanılan bireyselleştirilmiş eğitim programlarına gereksinimi dile getiren Gül, “Yapabildikleri o kadar güzel şeyler var ki. Yetersizlikleri ön plana çıkardığımızda güçlü yönleri göz ardı etmiş oluyoruz. Spor, yaratıcılık noktasında güçlüler. Bunları desteklemek çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Hiper Kadın kitabı yazarlarından Tuğba Asmazoğlu da “Hiper Bireyler Bildiriyor 2” adlı konuşmasında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip bireylerin eğitim süreçlerine yönelik deneyimlerini aktardı.
Çocuk Gelişimi Programı öğrencileri, öğretmenler, farklı bölümlerden akademisyenler ve ebeveynlerin katıldığı “Hiper Çocuktan Hiper Bireye” paneli, katılımcılara teşekkür belgesi ve fidan bağışı belgelerinin takdiminin ardından sona erdi.