
Kamuoyunda uzun süredir tartışılan af konusu Hukuk Fakültesi’nin gündemine alınarak farklı açılardan “Af Tartışmaları” panelinde değerlendirildi.
Panelin açılışında konuşan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naim Demirel, af çıkarılırken toplumun hassasiyetlerinin gözetilmesi ve affın kapsamında kimler olacağının iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Balcı, geçmişten bugüne Türkiye’de ve dünyada çıkarılan aflarla ilgili bilgi vererek, özellikle büyük toplumsal olayların ardından affın gündeme geldiğini dile getirdi. Af konusunun cezalandırma yetkisi ile birlikte tarih boyunca var olduğunu, ceza var olduğu sürece de tartışmaların devam edeceğini kaydeden Balcı, af uygulamalarında tarihin eski dönemlerinden beri genel af ve özel af ayrımı yapıldığına dikkati çekti.
Af kanunlarında çoğunlukla toplumsal barışın yeniden tesis edilmesi amacı güdüldüğünü söyleyen Balcı, “Tarihsel süreç göstermektedir ki af tek başına bir çözüm değildir. Toplumsal barışın sağlanması adına sık uygulanması ceza adaletinin etkinliğini zedeleyecek niteliktedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“AYM önce af kanunlarını vasıflandırır”
“Anayasa Mahkemesinin Af ile İlgili Yaklaşımı” başlığında konuşan Hukuk Fakültesi öğretim elemanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Aydın, Anayasa Mahkemesinin (AYM) af kanunlarını içerdiği hükümler itibarıyla öncelikli olarak vasıflandırdığını, koşullu salıverme niteliğinde bir düzenleme olduğu sonucuna vardığı durumlarda, bu hükümlerin suçlar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın bütün hükümlülere eşit olarak uygulanması gerektiği düşüncesine sahip olduğunu ifade etti.
TBMM tarafından dava ve cezaların ertelenmesine ilişkin kanun olarak tanımlanan, kamuoyunda ise Rahşan affı olarak bilinen kanunu Anayasa Mahkemesinin koşullu özel af olarak nitelendirdiğini kaydeden Aydın şöyle devam etti:
“Rahşan affı ile 10 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlara mahkûm olan kişilerin ceza çekmeksizin tahliye olması geldiği için AYM bunu şartlı tahliye olarak değerlendirmemiştir, koşullu özel af olarak değerlendirmiştir. Bu kanunun birçok hükmünü iptal etmiştir. AYM’nin burada yaptığı şey Rahşan affını tekrar yazmak olmuştur. Bu konuda ortaya koyduğu yaklaşım öğretide ciddi tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalar daha çok etkisi ve misyonunun ne olduğu noktasına odaklanmaktadır.”
“Yargı Reformu Strateji Belgesi ile suçla etkin mücadele hedefleniyor”
“Yargı Reformu Strateji Belgesi” kapsamında af tartışmalarına odaklanan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. M. Emin Alşahin, Mayıs 2019’da kamuoyuyla paylaşılan belgede 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyetten bahsedildiğini, af ve benzeri düzenlemelerin dışında ceza ve ceza muhakemesine ilişkin de önemli düzenlemeler söz konusu olduğunu kaydetti.
Ekim ayında yayınlanan “ Birinci Yargı Paketi”nin ardından toplumda “İkinci Yargı Paketi” bakımından ciddi bir beklenti ortaya çıktığını dile getiren Alşahin, “Çünkü Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde cezaların infazına ilişkin birtakım düzenlemelerin yapılacağı ifade edildi. Bu belgede temel mantık suç ve suçlulukla daha etkin mücadele sağlanması. Bu sağlanırken de çıkarılacak kanunlarda ve yapılacak değişikliklerde toplumda herhangi bir cezasızlık algısının oluşmaması hedefleniyor.” dedi.
Af ve benzeri düzenlemelerin toplumda bazı endişelere neden olduğunu belirten Alşahin, “Neticede suç işlemiş ve cezaevine konulmuş kişilerden bahsediyoruz. Bu kişilerin cezaevinden daha erken bir zamanda çıkarılması toplumda birtakım endişeleri de beraberinde getiriyor. Bunu önlemek maksadıyla İkinci Yargı Paketi’nde cezaların infazına ilişkin bir indirim hedeflenmektedir. Cezaevlerinin boşaltılması anlayışı terk edilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde cezaevlerinin boşaltılması mantığın olmadığının altını çizen Alşahin, “Ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 300 bin. Bu 300 bin tutuklu ve hükümlünün yüzde 90’ından fazlasının işlediği suçlar genellikle çıkarılması düşünülen kanunun kapsamı dışında kalıyor. Bu nedenle çıkarılması düşünülen kanunla birlikte cezaevlerinde ciddi bir boşalma söz konusu olmayacak. Kanunla birlikte ilk etapta yaklaşık 40-50 bin hükümlünün çıkması düşünülüyor.” diye konuştu.
2. Yargı Paketi’nde yapılması düşünülen değişikliklere de değinen Alşahin, özellikle yaşlı ve hamilelere yönelik birtakım düzenlemeler beklendiğini belirterek, konutta infaz, hafta sonu infaz ve geceleri infazın kapsamının genişletildiğini söyledi.
“Af Tartışmaları” paneli soru-cevap faslının ardından sona erdi.