Orta Asya Bozkırlarından Dünyanın Gönlüne, Aytmatov

12 Aralık 2017

Dünyaca ünlü Kırgız yazar, diplomat, siyasetçi Cengiz Aytmatov, doğumunun 89. yılında Üniversitemizde anıldı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Kırgızistan İstanbul Başkonsolosluğu, İBB Kültür A.Ş. ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği ortaklığında Topkapı Yerleşkemizde gerçekleşen anma programında Aytmatov’un oğlu Kırgızistan eski Dışişleri Bakanı Askar Aytmatov’un da katılımıyla yazarın hikâyeciliği, aile ilişkileri, eserlerindeki mesaj ve yakaladığı evrensel dil konuşuldu. 

Fotoğraf sergisiyle başlayan program yazarın hayat hikâyesinin anlatıldığı kısa bir video gösterimiyle devam etti, ardından açılış konuşmalarına geçildi. 

“Bize sevginin emek olduğunu öğretti”

Cengiz Aytmatov’un Türk dünyası arasındaki kardeşlik bağlarını edebiyat gibi güçlü bir harç ile sağlamlaştırdığını kaydeden İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran, Aytmatov’dan sevginin emek olduğunu öğrendiklerini, vatan sevgisini ülkemize hizmet ederek ve emek vererek göstermeye çalıştıklarını belirtti.

Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Erkin Sopokov, sadece Kırgızistan topraklarında değil tüm Orta Asya topraklarında geziyormuş hissi veren kitaplarıyla Kırgız edebiyatına adını altın harflerle yazdıran Cengiz Aytmatov’un Türkiye’de anılmasının mutluluk verici olduğunu ifade ederek işbirliğinde bulunan kurumlara teşekkür etti.

“Aramıza ayrık otlarını sokmayalım”

Orta Asya’da Sovyet Rusya’nın hüküm sürdüğü 1930’lı yılların Türk dünyası için kara yıllar olduğunu söyleyen Rektörümüz Prof. Dr. Musa Duman, o yıllarda fikir insanlarının sürgüne gönderilerek ya da öldürülerek birçok acı hikâyenin ortaya çıktığını, Aytmatov’un günümüze kadar gelmesinin ise büyük şans olduğunu kaydetti.

Kırgızistan’ın önemine dikkati çeken Prof. Dr. Duman, “Bizim Anadolu Türklerinin yoğunluklu olarak geldiği bir ata yurdu. Biz kardeşlikten de öte aynı milletin mensuplarıyız, çocuklarıyız, torunlarıyız. Aynı medeniyet havzasından besleniyoruz. Geçmiş tecrübelerden ders çıkararak kardeşliğimizi, birliğimizi bozacak hiçbir şeye fırsat vermeyelim. Aramıza ayrık otlarını sokmayalım.” diye konuştu.

Türkiye-Kırgızistan ilişkilerine katkılarından dolayı “Üstün Hizmet Ödülü” ile ödüllendirilen Türk Dünyası Belediyeler Birliği Genel Sekreteri ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Solak’ın oturum başkanlığını üstlendiği anma programında konuşan Cengiz Aytmatov’un oğlu Askar Aytmatov, babasına Kırgızistan dışında bu denli sevgi ve saygı gösterilmesinin mutluluk ve gurur verici olduğunu dile getirdi.

“Türkiye babamın ikinci eviydi”

Babası ile ilgili bir anısını anlatan Askar Aytmatov, “Babamın ilk Türkiye ziyaretinde ben de onunla gelmek istedim. 1970’li yıllarda Sovyetlerden dışarı çıkmak Ay'a gitmekten daha zordu. Bir sürü zorlu prosedürden sonra ben de babamla buraya geldim. Teoride Türklerle aynı ırktan olduğumuzu biliyorduk ama Türkiye’ye gelişimizle buna şahitlik ettik. Bu gezi aynı zamanda benim kaderim için bir dönemeç oldu. Annem bir doktordu ve benim de doktor olmamı isterdi. Ben de kendimi doktor olmaya hazırlıyordum fakat Türkiye gezisi planlarımı altüst etti. Bu gezi benim ve babam için ilk aşk gibiydi. İlk aşk unutulmaz. Bu geziden sonra babamın yönlendirmesiyle diplomat olmayı tercih ettim. Siyasete atıldım.” diye konuştu.

Çalışma hayatı boyunca Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi için çaba gösterdiğini belirten Askar Aytmatov, “Belirli ölçüde başarılı oldum diyebilirim. Babamla Türkiye’ye gelmeseydim hayatım nasıl olurdu bilmiyorum. Bana Türklük kimliğini kazandırdığı için babama çok minnettarım. Babam Türkiye’yi ikinci evi olarak görüyordu ve Türkiye’yi takip ederek, gelişme yolundaki başarılarıyla gurur duyuyordu.” ifadelerini kullandı.

“Eserlerindeki temel motivasyon, insan sevgisi”

Maltepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Korkmaz “Aytmatov’un Evrensel Bakış Açısı” başlığında konuşarak, “Daha 9 yaşında bir çocukken Aytmatov’un babası gözlerinin önünde kurşuna diziliyor. Sovyet rejimi altında daha başka birçok travmatik hadise yaşıyor. Yine de o, Stalin’e bile kin tutmuyor. Onun eserlerindeki temel motivasyon, kin değil, insan sevgisi.” değerlendirmesini yaptı.

Aytmatov’un eserlerinde, insanın ötekileştirildiği, mankurtlaştığı zaman içinden bir canavar çıktığını gösterdiğini söyleyen Korkmaz, Aytmatov’un eserlerinde insanın özüne dönebilmesi için eve ve anneye dönüş, ana dili korumak, her gün insan olarak kalabilmek, doğaya ve tanrıya dönmek gibi 5 izlek kullandığını kaydetti.  

“Savaş karşıtı bir yazar”

Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik ise Aytmatov’un hikâyeciliğindeki başat ögeleri değerlendirdi. Aytmatov’un, savaş zamanında yaşanan zorlukları ve millet olma sürecini tabiat, iklim, coğrafya gibi millet olma yolunda önemli unsurlarla işlediğini, görüşlerinin evrensel değerlerle birleştiğini dile getiren Çelik; anlattığı köylerin bir milletin tecrübelerine tanıklık eden temsili mekânlar olduğuna, hepsinin özünde doğduğu köy olan Şeker köyünün varlığına dikkati çekti.

“Savaşın yıkıcı atmosferinde yaşanan acılar kimin suçudur?” sorusunun eserlerinde önemli bir yer tuttuğunu belirten Çelik, savaş karşıtlığı söz konusu olduğunda Aytmatov’un, dünyanın en önde gelen yazarlarından biri olarak anılması gerektiğinin altını çizdi.

“Bir milletin kaderini anlattı”

Kırgizistan’ın son hanı Rahman Kul Han’ın torunlarından Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Abdulmukaddes Kutlu ise “Aytmatov’un Çağrısı” başlıklı konuşmasında onun bir milletin kaderini anlattığını kaydederek şöyle devam etti, “Asırlar boyunca ozanlarımız türküleriyle, atalarımız masallarıyla kendi toplumlarının geleneklerini, göreneklerini, yaşantılarını kayda geçirdiler. Cengiz Aytmatov’un da onların izinden giderek, kendi yaşadığı çağa tanıklık ettiğini görüyoruz. O, Orta Asya Türk halklarını Sovyet dönemindeki sınırlı dünyanın dışına taşıyarak büyük bir misyon yüklendi.”

Yazmayı, yaşatmayı seçmiş bir yazar kahramanlarını neden öldürüyor?

Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. Mesut Koçak ise “Aytmatov Eserlerinde Ölümün Sosyal Boyutu”nu, kendi Aytmatov okumalarında dikkatini çeken intihar olgusu üzerinden ele aldı. Yazmayı, yaşatmayı seçmiş, insanı anlatan bir yazarın kahramanlarını öldürmesini ilginç bulan Koçak, okumaları sonunda Aytmatov’un, İsmet Özel’in “ölüyoruz, demek ki yaşanılacak” mısraına denk bir tercih yaptığı tespitinde bulundu.  

Yazar, öldürdüğü veyahut intihar ettirdiği karakterlerinin hepsinin bu eylemleriyle kendilerinden sonraki kuşaklarının kültürüne yabancılaşma ve insani güzellikleri yok edecek olan tüm eylemlerine bir tepki olarak bunu yapıyordu diyen Koçak, “Eserlerinde evrensel anlamda insani değerleri referans almış bir yazar, ideal dünyaya ulaşmaya çalışır. İdeal dünyaya ulaşmanın temelinde ise ideal bireyler yetiştirmek vardır. İdeal bireyler insan olmanın idrakine varmış kişilerdir. İnsan olmak vicdanlı olmayı gerektirir. Vicdan ise bireyin kendi kültürel genlerini bilmesini zorunlu kılar. Köklerini bilmek geleceğe sağlam köprüler kurulmasının şartıdır, dünya ancak bu şekilde mutlu ve yaşanılası olacaktır, dolayısıyla onun eserlerindeki ölümlerin tamamı da bu amaca işaret edecek şekilde kurgulanmıştır.” değerlendirmesini yaptı.

Yoğun bir katılımın olduğu “Doğumunun 89. Yılında Cengiz Aytmatov Anma Programı”, Kırgız sanatçı Talant Kadırov’un ezgileriyle sona erdi. 

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.