24 Mart 2016
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. yılı dolayısıyla Edebiyat Fakültemiz tarafından hazırlanan “Asırlık Bilinç: Çanakkale Savaşları-Asırlık Anıt: Çanakkale Şehitlerine” panelinde Çanakkale’nin tarihimize ve edebiyatımıza etkileri konuşuldu.
Rektörümüz Prof. Dr. Musa Duman’ın da katıldığı panele akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi. Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi’nde düzenlenen panele konuşmacı olarak Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Edebiyat Fakültesi
Öğr. Gör. Prof. Dr. Zekeriya Kurşun ve Öğr. Üye. Doç. Dr. Hasip Saygılı katıldı.
“Diğer eşsiz zaferler içinde en muhteşemi Çanakkale Zaferi’dir.” diyerek söze başlayan
Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “Türk milletine Anadolu’ya giriş kapılarını açan Malazgirt Zaferi bu coğrafya için, bu millet için ne anlam taşıyorsa Çanakkale Savaşları ve sonuçları da aynı anlamı taşıyor. Malazgirt bir başlangıçsa Çanakkale Savaşları da yeni Türkiye’nin ortaya çıkmasını sağladığı için bir başlangıçtır.” diye konuştu. Birinci Dünya Savaşı’nın nedenlerini, Çanakkale Deniz Savaşları’nın tarihe yansımalarını ele alan Prof. Dr. Kurşun, cephede yaşanan mucizevi olaylardan da söz etti.
Kara Harekâtlarında Kilit Nokta: Seddülbahir
Konuşmasında kara savaşlarının en yoğun yaşandığı yerleri, kritik muharebeleri ele alan
Doç. Dr. Hasip Saygılı, “Kara harekâtlarında kıyametin koptuğu yer Seddülbahir ve Anafartalar’dır. Buralar en şiddetli çatışmaların olduğu bölgelerdir.” dedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’deki konumunu da değerlendiren Saygılı, “Kurucu liderimiz Çanakkale’de en önemli şeyi yapmıştır, inisiyatif kullanmıştır. Henüz Yarbay rütbesindeyken dirayetini göstererek birliklerini harekete geçirmiştir. Düşmanın Arıburnu’na çıkmasını engellemiştir.” diye konuştu.
Çanakkale Şehitlerine Şiirini Yaşatan “Samimiyettir”
Çanakkale Savaşları’nın edebiyatımızdaki yerini ve bugüne getirdiklerini değerlendiren
Prof. Dr. Fatih Andı, “Çanakkale’den geriye neler kaldı?” sorusunu cevaplandırdı. “Edebiyat ve sanat bağlamında bakınca Çanakkale ile ilgili oluşturulan onca eserden, filmden, edebi metinden birçoğunun hafızalarda yer almamasının sebeplerini ve Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitlerine şiirinin hepsinin içinden süzülüp günümüze ulaşmasını düşünmek lazım. Akif, samimiyet, halisiyet ve yerlilik damarını çok iyi yakalayan bir insandır. Diğerlerinin niyetlerini hiç küçümsemiyorum ama onların yazdıkları bugüne gelmemiştir çünkü yapaydır. Kimisi ideolojik, kimisi siyasi bir görev ile yazmıştır. Akif, herhangi bir zorunluluğu olmamasına rağmen, cepheye gitmemesine rağmen, Arap çöllerinde savaşı takip ediyor olmasına rağmen Çanakkale’yi hissederek yazmıştır. Aynı yerlilik, samimiyet Çanakkale türkülerde de olduğu için onlar da yaşamıştır.”
Çanakkale Savaşları’nın ve Çanakkale Şehitlerine şiirinin toplumun bilinçaltına yerleştirdiği şehadet kavramının da Çanakkale’den geriye kalanlardan biri olduğunu söyleyen Andı, “Şiirin son mısraı olmasaydı bu toplum bunca modernleştirme ve sekülerleştirme çabasına rağmen son dönemde maruz kaldığımız onca şehadet vakasını bu kadar ağırbaşlılıkla, yeri geldiğinde bilenmiş bir karşı koyuş bilinciyle karşılayamayabilirdi.” diye konuştu.