Açe-Türk ilişkileri üzerine tanıklıklardan akademiye

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yayınları, Osmanlı/Türk coğrafyası ile Malay dünyasının köklü devleti Açe ilişkilerini ele alan yayınlarına bir yenisini ekledi. Osmanlı Devleti ve Modern Türkiye Cumhuriyeti ile Malay dünyası ilişkileri üzerine farklı çalışmaları bulunan araştırmacı Mehmet Özay’ın kaleme aldığı Kesultanan Aceh dan Turki Narasi Sejarah dan Ingatan Lokal (Açe Sultanlığı ve Türk İlişkileri: Tarihi Bağlam ve Yerel Hafıza) kitabı, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yayınları tarih kategorisinde yerini aldı.

Açe ve Malaya çerçevesinde sömürgecilik tarihi, sömürge sonrası bağımsızlık hareketleri ve Müslüman toplumların sosyolojisi üzerine çalışmalarına devam eden İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim elemanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Özay’la bölge tanıklıklarını akademik bir evreye taşıdığı son kitabını konuştuk.

16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar hüküm süren Açe Sultanlığı ve Türk ilişkilerini tarih ve toplumsal hafıza ekseninde ele aldığı bu kitapta, tanıklıklarını ve akademik birikimini bir arada sunan Mehmet Özay, bölgeye ilk olarak Hint Okyanusu’nu çevreleyen ülkeleri etkileyen 26 Aralık 2004’teki deprem ve tsunami sonrasında gidiyor. Karşılaştığı insanlar ve kültürlerin kendisini Türkiye ile Malay toplumları arasındaki bağı düşünmeye sevk ettiğini söyleyen Özay, şöyle devam ediyor:

“Gerçekte daha lise yıllarında bölge ülkeleriyle ilgili gelişmeleri dönemin önde gelen bazı dergilerinde okumuştum. Dolayısıyla az da olsa bir haberdarlıktan söz etmem mümkün. Ancak bunun yapısal ve sürdürülebilir bir araştırma ve akademik evreye evrilmesinin dönüm noktası 4 Eylül 2005’te Açe’ye ayak basmamla olmuştur. Açe-Türk ilişkilerini bizzat sahadaki somut ve yazılı verilerle, aynı zamanda Açe toplumunda güçlü sözlü kültürün katkılarıyla nereye dayandığı konusunu işlemek, konuyu Türkiye’de masa başında çalışmaktan oldukça farklıydı. Temelde sosyal-antropolojinin alanı olarak değerlendirilebilecek bir yöntemin uygulamaya geçirilmesi yaygın bir akademik yaklaşımdır. Bu noktada, çalışmayı bir kitabi boyutu, bir de saha çalışması boyutu olarak değerlendirmek mümkün. Ancak şunu açıkça söylemeliyim ki, bu çalışmanın kitabi boyutuna güç ve destek en çok bu saha karşılaşmaları ile olmuştur.”

İki kültür kesişiyor, birbirini besliyor

Endonezyaca yayımlanan Kesultanan Aceh dan Turki Narasi Sejarah dan Ingatan Lokal kitabı, Açe ve Türk toplumlarının tarihin hangi evrelerinde ve dönemlerinde yollarının kesiştiği ve bu sürecin hangi parametreler etrafında şekillendiği ve değerlendirildiğine dair özlü bilgiler içeriyor. Özay, kaynaklar bölümüne göz atıldığında sadece bu çalışmalar üzerinden bile iki toplum, iki coğrafya ilişkilerinin gelişimi ve yönelimine dair kayda değer bilgiler bulunabileceğine ve bunlardan hareketle daha kapsamlı eserler ortaya koyulabileceğine işaret ediyor. İki toplum arasındaki ilişkilerin dini, kültürel, diplomatik olgulardan beslenerek ilerlediğini kaydeden Özay, çalışmasında öne çıkan bu unsurlarla ilgili verileri bazı görsel malzemelerle destekleyerek ortaya koyuyor.

Tanıklıklara, dostluklara dayalı kolektif bir eser

Çalışmanın uzun bir dönemde birbirinden farklı bireylerle tanışıklığı ve bunların doğrudan ve dolaylı katkılarıyla ortaya çıkan kolektif bir eser olduğunu anlatan Özay, “Eserin jenerik sayfasında dikkat çekilen Thayeb Loh Angen, eseri Endonezyaca’ya çeviren ve bu süreçte çalışma disiplini ile öne çıkan Afdhal Muchtar ve ayrıca çalışmayı gözden geçiren Nia Deliana, çalışmaya Açe’den destek veren görünür kişiler. Çalışmanın kapak resmi, başlı başına bir husus. Söz konusu ailenin bugün hayatta olan fertleriyle üç farklı bölgede üç farklı zaman diliminde yaptığım mülâkatlar sırasında edindiğim görsel malzemeden birini kapakta kullanmak önemliydi. Bu nedenle Attahashi ailesi, diğer katkılarının yanı sıra, bu önemli fotoğrafı paylaşmak suretiyle bu işin parçası oldular. Arka kapak fotoğrafı Sayın Coşkun Aral’a ait. Banda Açe ziyareti sırasında kısa ancak önemli ziyaretler yaptığımız yerlerden biri olan Kampung Bitai’da çektiği bir fotoğrafı bizimle paylaşması, bir anlamda kitabın konseptini yani, Açe-Türk unsuruna vurgunun görsellik boyutunu tamamlıyor.” diye konuşuyor.

“Dilin Endonezyaca olması çalışmayı uluslararası okur kitlesine açıyor”

Eserin Endonezyaca olarak yayımlanmasının, iki kültür evreni arasında benzeri çalışmalara kapı aralama ve bu noktada gerek akademik gerek akademik olmayan yayınların nitelik ve nicelik önemleriyle gündeme gelmesine katkı sağlama amaçlarını taşıdığını belirten Özay, “Çalışmanın dilinin Endonezyaca olması zorluklara neden olabilir. Ancak iki bölge ve toplum ilişkisinde taraflardan birinin Türk-Türkiye ve bu ülkenin geçmişi olması, kaynakların niteliği, görsel malzemenin kendinde bir veri olması gibi hususiyetler eserin toplumda karşılık bulacağının işaretidir. Bunun yanı sıra, yine eserin Endonezyaca yayınlanmış olması çalışmayı uluslararası okur kitlesine açık hale getirmektedir. Başta adına geniş Malay dünyası dediğim, Endonezya, Malezya, Singapur, Tayland, Bruney gibi toplumlarının kahir ekseriyeti ya da azınlığı Endonezyaca konuşan bölge çalışmaları noktasında kayda değer akademisyeni ve araştırma kurumunun bulunduğu ülkeler kadar; Avrupa ve Kuzey Amerika’da Malay çalışmaları merkezleri ve bölümlerine de hitap eden bir yönü olduğunu vurgulamak gerekiyor.” ifadelerini kullanıyor.

Görselleri ve saha çalışmalarıyla kaynak bir eser

Uzun bir tarihi sürece yayılan ve kesintilere uğrayan iki toplum arasındaki ilişkilerin belirli başlıklar altında özet olarak sunulduğu kitap, çeşitli çevrelerce zaman zaman dikkat çekilen ilişkilerin mitolojik boyutunu da gizli/açık değerlendirmeye açıyor. Buna ilave olarak, iki toplum arasındaki ilişkilerden habersiz olan akademi ve farklı toplum kesimlerine görselliğiyle, kaynaklarıyla, karşılaştırmalı ve saha çalışması yöntemiyle giriş mahiyetinde bir veri sağlıyor. Çalışma, sosyal bilimlerin farklı alanlarından ve özellikle de bölge araştırmaları yapan veya bu alanda ileride çalışmalar ortaya koyacak akademisyenler, araştırmacılar ile öğrencilere hitap ediyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yayınları tarafından 2018’de yayımlanan “Açe Darüsselam Sultanlığı: İslam Öncesi Dönemden 20. Yüzyıl Başlarına Kadar Açe Tarihi” kitabının da yazarı olan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Özay, uluslararası alana hitap eden bu tür yayınlara destek olmasından dolayı hem üniversiteye hem de Osmanlı-Malay Dünyası Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (FSM OSMAD) yetkililerine teşekkürlerini iletiyor.

Kesultanan Aceh dan Turki Narasi Sejarah dan Ingatan Lokal (Açe Sultanlığı ve Türk İlişkileri: Tarihi Bağlam ve Yerel Hafıza) kitabı, seçkin kitabevleri ve internet kitap satış sitelerinden edinilebilir.

 

 

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.