Ayasofya’daki “yeni keşifler” bilim dünyasıyla paylaşıldı
28 Eylül 2020

Ayasofya’yı yapımından bu yana geçen 1483 yıldır havalandırarak ayakta tutan yeraltı yapılarının üç boyutlu görüntülenmesi projesinde elde edilen veriler, Uluslararası Ayasofya Sempozyumu’nda bilim dünyasıyla paylaşıldı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ve Ayasofya Müzesi iş birliğiyle Ayasofya’nın müze olarak kullanıldığı dönemde başlayan “Ayasofya Yeraltı Yapılarının Üç Boyutlu Görüntülenmesi ve Belgelenmesi Projesi” ile Ayasofya’yı havalandırarak rutubetten koruyan 936 metrelik yeraltı menfezleri ve yapılarının üç boyutlu taraması yapıldı. Daha önce girilemeyen yerlere girilerek yeni yeraltı mekânlarının keşfedildiği projenin sonuçları sempozyumda bilim dünyasına sunuldu.

Ayasofya’nın sosyal, ekonomik ve politik koşullar nedeniyle yapılı çevresiyle birlikte geçirdiği değişikliklere odaklanan Uluslararası Ayasofya Sempozyumu, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından 24-25 Eylül 2020’de çevrimiçi olarak düzenlendi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Hasan Fırat Diker, Doç. Dr. Mine Esmer, Dr. Öğr. Üyesi Alidost Ertuğrul ve İstanbul Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğr. Gör. Arkeolog Ali Hakan Eğilmez yürütücülüğünde 29 Haziran-16 Temmuz 2020 tarihlerinde gerçekleştirilen “Ayasofya Yeraltı Yapılarının Üç Boyutlu Görüntülenmesi ve Belgelenmesi Projesi”nde elde edilen veriler, sempozyumda katılımcılarla paylaşıldı. Ayasofya’nın yeraltı yapılarında hava sirkülasyonunu engelleyen moloz ve çamur birikintilerinin giderilmesine yönelik gerçekleştirilen proje ile yapının sürdürülebilir korunmasına katkı sağlamak amaçlanıyor.

936 metrelik alan tarandı

Projenin yürütücülerinden Doç. Dr. Hasan Fırat Diker çalışmalara dair önemli bilgiler paylaştı. Çalışmanın amacının Ayasofya’nın zemin altında kalan havalandırma menfezleri, mezarlar, kuyular ve diğer yeraltı yapılarını anlamaya ve belgelendirmeye yönelik olduğunu söyleyen Diker, “İklimlendirme, zemin suyunu kontrol etme, yağmur suyunu tahliye etme ve su tesisatı gibi ihtiyaçları gidermek için yapılmış bu mekânlar, erişilebildikleri nispette üç boyutlu olarak taranıp belgelendirilmiştir. İçi dolu su kuyularına da uzman dalgıç marifetiyle inilerek, su altı fotoğrafları çekilmiştir. Çalışma kapsamında Ayasofya iç narteksi altındaki büyük mekân ile bu mekânın kuzey ve güney ucundan farklı yönlere devam eden tüneller taranmıştır. Toplam 668 metre uzunluğundaki yeraltı yapısı dijital taramayla, 268 metre uzunluğundaki yeraltı yapısı da geleneksel yöntemlerle el ile ölçülmüştür.” ifadelerini kullandı.

Çalışmaya ilk olarak iç nartekste İmparator Kapısı’nın güneyindeki kapaktan inerek erişilen mekândan başladıklarını belirten Diker, “Bu mekânın gerek menfezlerin havalandırılması, gerekse menfezlerden gelen su hattının dağılımı için ihtiyaç duyulan bir istasyon olarak kullanıldığı değerlendirilebilir. Üçer tünelin çıktığı bu mekân Ayasofya iç ve dış yeraltı mekânları arasında bir geçiş ortamı oluşturmaktadır.” dedi.

Yeraltındaki metro ağı

Doç. Dr. Diker, zemin kat altındaki menfezlerin üzerini kapatan mermer levhaların arasındaki derz boşluklarının iç mekânla dış mekân arasındaki hava döngüsünü sağladığını anlattı. Yeraltı koridorlarının adeta bir metro ağını andırdığını ifade eden Diker şöyle devam etti:

“Koridorlar bölgede su ihtiyacını gidermeye yönelik bir altyapı sistemini gösteriyor. Kuzey-güney ve doğu-batı aksındaki tünellerin kesiştiği konum dolayısıyla burada ilk akla gelen menfezlerin Ayasofya’nın avlu ortasındaki ve yok olmuş havuz yapısı ile ilişkili olduğudur.”

Çalışmanın önemli bulgularından birinin Mimar Sinan’ın yapıya eklediği payandanın altından devam eden menfez olduğunu açıklayan Diker, “Mimar Sinan Ayasofya’yı ihya ederken Ayasofya’nın kuzey cephesine inşa ettirdiği payandanın altından o menfezin geçmesine imkân tanımış. Bizim de onun gösterdiği dikkat ve hassasiyeti mevcut yapılar için göstermemiz gerekiyor.” diye konuştu.

Kestane ağacının illüzyonu!

Ayasofya’nın dış mekânları hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Hasan Fırat Diker üç yeni kuyunun daha tespit edildiğini belirterek şunları kaydetti:

“Biri kuzey cephesindeki kuzeybatı payandanın batısındaki demir merdivenin altında, diğer ikisi de Ayasofya türbelerinin batısında ve doğusunda olmak üzere üç kuyu daha tespit edilmiştir. Demir merdivenin altındaki kuyu yaklaşık 7 metre derinliğindedir, son bir metre ise su doludur. Bu kuyunun duvarlarında taş örgü yoktur. Türbelerin batısındaki kuyunun derinliği de yaklaşık 7 metredir. Su seviyesi zeminden yaklaşık 1,5 metre alt kottadır. Bu araştırmanın en dikkat çekici buluşu ise Ayasofya’nın güneybatısındaki yeraltı yapılarıdır. Yapıların girişinde tanımlı bir kapak olması ve girişin hemen yanındaki kestane ağacı adeta altındaki yeraltı yapısını gizleyen bir illüzyon oluşturmaktadır. Oysa bu ağacın altında dev bir yapı vardır ve ağacın kökleri toprak üzerinden tutunmuş, yapının kâgir tonozunu zaman içinde delerek aşağıya kadar inmiştir. Araştırmamız kapsamında belgelenmiş olan Ayasofya’nın hemen kuzeybatısındaki bu iki büyük yeraltı mekânının varlığı, Ayasofya gibi yıllardır araştırılmış pek çok anıt eserin yanı başında keşfedilmeyi bekleyen nice yeraltı yapısının bulunabileceğini gösteriyor.”

Bahçede görüntülenen son yeraltı yapısının girişinde molozlar arasında yer alan ve alt kısmı olmayan Osmanlı mezar taşının ise dikkat çektiğini söyleyen Doç. Dr. Hasan Fırat Diker, araştırmanın belgelenen mekânların temizlenmesine ve yapının daha rahat nefes almasına vesile olacağı belirterek, “Ayasofya’nın altyapısı anlaşılmadan üstyapıya yönelik tüm çalışmaların eksik kalacağını düşünüyoruz. Altyapısıyla beraber değerlendirildiğinde Ayasofya’nın mevcut rutubet sorununun önüne geçilecek, böylece yapının daha rahat nefes alıp vermesi mümkün olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyadan araştırmacılar bir araya geldi

Açılış konuşmalarını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Fatih Andı ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın yaptığı Uluslararası Ayasofya Sempozyumu yedi oturumda gerçekleşti. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Ayasofya Müzesi, Kindai Üniversitesi, Tohoku Sanat ve Tasarım Üniversitesi, Kyoto Üniversitesi ve Calabria Üniversitesi ortaklığında gerçekleşen sempozyum, farklı ülkelerden birçok akademisyen, araştırmacı ve uzmanı bir araya getirdi.

Oturum başlıkları:

Arşiv Belgelerinde Ayasofya

İstanbul’un Hafıza Mekânı Olarak Ayasofya

Ayasofya’nın Koruma Koşullarının Çevresel Araştırması

Ayasofya’nın Taş Eserleri ve Kitabeleri

Ayasofya’nın Kubbe ve Aydınlatması

Ayasofya’nın Yeraltı Yapılarının Görüntülemesi ve Ayasofya’nın Eski Yazma ve Kaynaklar Bağlamında Değerlendirilmesi

Çağdaş Görüntüleme Yöntemlerinin Ayasofya’da Kullanımı

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.