27 Aralık 2017
Üniversitemizin, Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) işbirliğiyle düzenlediği “Güney Asya Perspektifi Kudüs” panelinde; Afganistan, Bangladeş, Hindistan ve Pakistan’da devlet ve halk düzeyinde Kudüs meselesine bakış değerlendirildi.
Topkapı Yerleşkesi’nde, Gazeteci Yazar Kemal Öztürk’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Bangladeş’ten Abdullah Mamun, Hindistan’dan Dr. Mohammad Rashid, Afganistan’dan M. Rahim Rahimi ve Pakistan’dan Dr. Nedim Çavdari görüşlerini dile getirdi.
Genel Sekreterimiz Âlim Türkyılmaz’ın ve ilgililerin katıldığı panelde, açılış konuşmasını yapan GASAM Başkanı Cemal Demir, Güney Asya ülkeleriyle tarihi, iktisadi ve kültürel bağların bir yansıması olarak, oradaki Müslümanların Kudüs hakkındaki düşüncelerinin kayda değer olduğunu ifade etti.
“Yaser Arafat bizim için en iyi arkadaş”
İlk panelist Abdullah Mamun, Bangladeş’te devlet, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve halkın topyekûn Filistin davasını sahiplendiklerini kaydederek; Bangladeş’in bağımsızlığını kazandığı 1971 yılından itibaren Filistin ile diplomatik, askeri ve eğitim alanlarında güçlü işbirlikleri geliştirdiğini ifade etti. Bangladeş’in bağımsızlık savaşında Yaser Arafat’tan aldıkları desteği hiçbir zaman unutmayacaklarını, bu nedenle onu “en iyi arkadaş” olarak gördüklerini aktaran Mamun; ülkenin tüm katmanlarında Kudüs hassasiyetinin yerleşik olduğunun altını çizdi. Özellikle medyanın Kudüs, Rohingya ve Kaşmir konularında Müslümanların lehine ortak bir dil ile hareket etmesinin kayda değer olduğunu söyledi.
“Filistin’de barışı arzuluyoruz”
Hindistan’ın Filistin meselesine yaklaşımıyla ilgili konuşan Dr. Mohammad Rashid, çok kültürlü ve çok dinli bir yapıda olan Hindistan’da, tüm halkların barış içinde yaşadığını, aynı barış ortamını tarihten bugüne Filistin’de de görmeyi arzuladıklarını kaydetti. 1980’den itibaren iki devletin diplomatik ilişkiler çerçevesinde çeşitli işbirlikleri gerçekleştirdiğine işaret eden Rashid, Filistin için düzenlenen yardım kampanyalarına birçok kez destek verdiklerinin altını çizdi.
Güney Asya’nın Müslüman ülkeleri Kudüs’ün yanında
Panele Pakistan’dan katılan Dr. Nedim Çavdari ise Güney Asya’nın tüm Müslüman ülkelerinde Kudüs konusunda benzer düşünce ve duyguların hâkim olduğunu belirterek, 1917’de Kudüs’ün Osmanlı’nın elinden çıkmasından itibaren Kudüs konusundaki duruşlarının bozulmadığına dikkati çekti. Çavdari, “Bugünkü Kudüs problemi, Osmanlı’nın oradan çıkmasıyla başladı. Bugün Trump’ın yaptığı, 100 sene önce Aralık 1917’de İngilizlerin oraya girmesinin devamıdır. Hint alt kıtası Müslümanları, o gün olduğu gibi bugün de Kudüs’ün kaybedilmesini asla kabul etmeyecektir.” diye konuştu.
“Afganistan-ABD yakınlaşması artsa da Afganistan Kudüs’ün yanında”
Filistin’e ilk İsrail yerleşimlerinin başlamasıyla birlikte Afganistan’da halkın sokaklara dökülerek protestolar gerçekleştirdiğini söyleyen M. Rahim Rahimi, özellikle ulemanın halkı bilgilendirmesinin Kudüs ile ilgili bilinç oluşmasında büyük etkisi olduğunu söyledi. Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla ABD ve Afganistan arasında artan yakınlaşmanın, halkta, Afganistan’ın Kudüs politikasının değişeceğine yönelik endişeler meydana getirdiğini; Trump’ın ambargo tehditlerine rağmen, İstanbul’da gerçekleşen İslâm Zirvesi’nde Afganistan’ın Filistin halkının yanında yer almasının ise halk tarafından takdirle karşılandığını dile getirdi.
Kudüs için Osmanlı modeli
Panelistlerin ardından sözü alan Kemal Öztürk ise Kudüs meselesinin İslâm dünyasının ittifak ettiği yegâne konu olduğunu söyleyerek, İslâm Zirvesi’nde de ittifakı bir kez daha gördüklerini belirtti. Bu ittifaka rağmen Kudüs ile ilgili uluslararası arenada elle tutulur bir organizasyon ve düşünce kuruluşu olmamasının büyük bir eksiklik olduğuna işaret eden Öztürk, Kudüs’ün her açıdan inceleneceği araştırma kuruluşlarının bir an önce kurulmasının elzem olduğunu kaydetti.
İşgal altındaki Pakistan ve Afganistan’da Kudüs için protestolar yapılmasını yüksek bir duyarlılık olarak nitelendiren Öztürk, tüm Müslümanların bir araya gelerek bu protestoları Kudüs’ü işgal altından kurtarma projesine dönüştürmesi gerektiğini söyledi. Öztürk, “Osmanlı yönetimindeki Kudüs’te Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler 400 yıl barış ve huzur içinde yaşadı. Bize düşen görev, Osmanlı modelini BM’ye teklif etmektir.” dedi.
Panel, soru cevap faslının ardından sona erdi.