Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Programı Haliç Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı, Mütevelli Heyet Başkanımız İsmail Gerçek ve Kurucu Vakıflarımız adına Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy’un konuşmalarıyla başlayan program Prof. Dr. Davut Kavranoğlu’nun açılış dersi ile devam etti.
“Yeni öğrencilerimizle daha da zenginleştik”
Salgın döneminin değerlendirmesini yaparak konuşmasına başlayan Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı herkes için zorlu geçen bu 1,5 yılda üniversite logosunun değiştirilmesi, prestij yayınların artırılması, yeni fakülte ve bölümlerin açılması gibi birçok yeniliğe imza attıklarını kaydederek şöyle devam etti:
“Şartların olumsuzluğuna rağmen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi 8 fakülte, 23 bölüm, 2 meslek yüksekokulu, 6 program, 24 yüksek lisans, 9 doktora, 2 sanatta yeterlilik programı ve 22 merkezle faaliyetini sürdürüyor. 2010’da 125 öğrenci ile başladığımız eğitim öğretim faaliyetlerini bugün 886 ön lisans, 4,760 lisans, 959 lisansüstü olmak üzere 6,605 öğrencimiz ile sürdürüyoruz. Bu yıl 290 ön lisans, 926 lisans, 156 yüksek lisans, 46 doktora olmak üzere 1,418 yeni öğrencimizle daha da zenginleştik. Duam ve temennim yeni eğitim öğretim yılının hepimiz, ülkemiz ve insanlık için hayırlı, bereketli olmasıdır.”
Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmasının ardından külliye içerisindeki Ayasofya Medresesi’nin merkez olarak üniversitemize tahsis edilmesinden duyduğu mutluluğu da paylaşan Prof. Dr. Andı, Edirne Valiliği iş birliğiyle açılan Fatih Sultan Mehmet Müzesi gibi çalışmaları süren Mimar Sinan Müzesi’nin de salgın döneminin güzelliklerinden olduğunu anımsattı.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen TEKNOFEST’te öğrenci projeleri ve öğretim elemanlarıyla öne çıktıklarını ifade eden Prof. Dr. M. Fatih Andı, “21 öğretim elemanımızla danışmanlık ve jürilik hizmetlerine aktif olarak katıldık. 11 farklı yarışmada 78 öğrencimiz projeleriyle yarıştı, 9 takımda 28 öğrencimiz yarı finale kaldı. 7 takımda 15 öğrencimiz finalde yarıştı, FSMAYTEAM İletişim Teknolojileri kategorisinde Otizm Bilekliği projesiyle birinci oldu. Hem öğrencilerimizi hem de onlara tecrübeleriyle danışmanlık yapan öğretim elemanlarımızı tebrik ederim.” diye konuştu.
“Her alanda kalkınmada rol oynamalıyız”
Mütevelli Heyet Başkanımız İsmail Gerçek üniversitelerin fonksiyonları üzerinde durarak bir üniversitenin sadece öğrencileri eğitmek gibi bir amacı olmadığını, ülke kalkınmasında da başı çektiğini söyleyerek, “Ülkemizin her alanda kalkınmasında rol oynamalıyız. İlk aşamada öğrencilerimizin yeterli bilgi ve donanımla kuşanması için elimizden geleni yapmalıyız. Bu vakıflarımızın bize yüklediği sorumluluk. Yanı sıra araştırma geliştirme ve sanayi iş birliklerini daha da artırarak omuz omuza üniversitemizi ileriye taşımaya devam etmeliyiz.” dedi.
Kurucu vakıflarımız adına bir konuşma gerçekleştiren Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, üniversitemizin yeni eğitim öğretim yılının ülkemize hayırlı olmasını dileyerek, “Fatih Sultan Mehmed’den adını alan, medeniyetimizin büyük müesseselerinden olan vakıflardan müteşekkil üniversitemiz vakıf ruhuna uygun medeniyet inşasında etkili olacaktır. Tıpkı Fatih gibi aydınlar yetiştirecek, vakıfların toplumu ihya fonksiyonu gibi kültür ve medeniyetimizi inşa edecektir.” ifadelerini kullandı.
“Köklü değişiklikler kapıda”
Yeni dönemin açılış dersini veren Elektronik Mühendisi, Bilgi Ekonomisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Mütevelli Heyet Üyemiz Prof. Dr. Davut Kavranoğlu üniversitelerin ürettikleri bilim ve teknolojiyle ilerlemenin başat aktörü olduğunun altını çizdi.
“Bilim, Teknoloji ve Eğitimin Ülkelerin Kalkınma ve Gelişmesindeki Belirleyici Rolü” başlıklı konuşmasında bilim ve ekonominin tarihi gelişiminden ülkelerin kalkınmasındaki yerine, dünyayı etkileyen icatlardan geleceğe yön verecek teknolojilere, bilim ekosisteminin gelişiminden Türkiye’nin bilim ekosistemine farklı başlıklarda konuyu değerlendirdi.
Sanayi devriminin sosyo ekonomik düzenlere getirdiği olumlu etkilerin yanı sıra internetin yaygınlaşmasıyla dünyada üretilen mal ve hizmetin miktarının da arttığını belirten Prof. Dr. Kavranoğlu, “Dünyanın ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin üretilmesiyle refah seviyesi de artmaya başladı. Şimdi ise insanlık yeni bir döngüde. Dünyayı değiştirecek önemli bilimsel gelişmeler kapıda. Bunlardan biri olan karbon salınımı ve çevre kirliliğine sebep olmayan füzyon enerjisi köklü sosyo ekonomik değişimlere yol açacaktır. Yanı sıra yapay zeka; ekonomi, üretim ve savunma teknolojilerinin ve toplumun işleyişini temelden etkileyecek bir noktaya doğru gidiyor.” diye konuştu.
“Teknolojinin kaynağı üniversitelerdir”
Tüm bu gelişimlerin bilgi, bilim ve teknolojiyi üretmekle mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kavranoğlu, “Kalkınma altın veya petrolle değil bilim ve teknolojideki ilerlemeyle mümkündür. Bunun kaynağı da bilim yuvalarıdır, yani üniversitelerdir. Ülkemizin de kalkınmasının başlayacağı yer üniversitedir. Dünyanın en iyi üniversitelerinin bilgi ekonomisine geçmiş, ileri teknoloji üretim kabiliyetine sahip ve inovatif ülkelerde bulunması tesadüf değildir.” dedi.
Teknoloji üreten ülkeler ile Türkiye’deki bilim ve teknoloji yapılanmasını karşılaştıran Prof. Dr. Kavranoğlu, “Dünyada bilim ve teknoloji politikaları farklı organlar tarafından uygulanır ve denetlenir. Ülkemizde ise hiyerarşik bir sistem yoktur. Bu verimsizliği ve denetimsizliği doğurur. Sonucunda da kaynak israfı, işsizlik, savunma ve kritik teknolojilerde dışa bağımlılık meydana gelir. Bu nedenle büyük resmi görmek ve bilimin kılavuzluğunda ilerlemek gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Programın sonunda Rektörümüz ve Mütevelli Heyet Başkanımız tarafından Prof. Dr. Davut Kavranoğlu’na çini tablosu ile üniversite yayınlarından çıkan kitaplar hediye edildi.