Zirvede bir FSM’li: Önceliğim dağda olmak ve öğrenmeye devam etmek

Yahya Beyazıt Özgüç, İç Mimarlık birinci sınıf öğrencimiz ve iki yıldır dağcılıkla ilgilenen bir doğa sporu tutkunu. Çoğunlukla yaz dağcılığı yapan Yahya, kış şartlarında tırmandığı ikinci dağ olan Beydağları’nın zirvesine ulaştı ve orada Üniversitemizin bayrağını açarak bizlere selam gönderdi. Biz de selamını aldık ve ona dağcılık hikâyesinin nasıl başladığını, hedeflerini sorarak, maceracı ruhların sporu dağcılık hakkında bilgi ve ilham veren bir söyleşi yaptık.

Biraz seni tanıyabilir miyiz? Dağcılığa nasıl başladın?

Ben Yahya Beyazıt Özgüç. 20 yaşındayım. İç Mimarlık birinci sınıf öğrencisiyim. Dağcılığa yaklaşık 2 yıl önce babamın desteği ve yönlendirmesi sayesinde başladım. Kendisi de dağcılık ve kayak sporu ile profesyonel uğraştığı için bana pek uzak gelmiyordu. Önce trekking ve hiking yaptım sonrasında da dağcılıkla devam ettim.

Bir kulübe bağlı olarak mı yoksa tek başına mı tırmanıyorsun?

Kesinlikle tek başıma tırmanmıyorum. Dağcılığın ilk kurallarından biri bireysellikten kurtulup bir takım ruhu oluşturduktan sonra bu düşünce ile yapılan zirve ve yürüyüşleri tamamlamaktır. 2 kişilik veya tek kişilik alpinist tırmanışlar da yapılıyor, ben ekip hâlinde daha güvende hissediyorum. Çok sonrasında bunları da deneyimleyebilirim. Başlarda doğa grupları ile yürüyüşler yapıyordum ancak beni çok geliştirdiğini düşünmüyordum, babamın da üyesi olduğu Asya Dağcılık Kulübü ile tanıştım. Asya Dağcılık Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı olan Türkiye’nin en nitelikli zirve tırmanışları ve yürüyüşlerini yapan kulüplerinden biri.

“Zirve deneyimlemek bir öğreti”

Bir dağa tırmanmadan önce yaptığın hazırlıkları anlatır mısın? Zirveye çıkana kadar neler geçiriyorsun?

Zirve yapmadan önceki yaklaşık 2 hafta çok önemli. Tabii bu süre faaliyete göre değişebiliyor. Faaliyetten önce kondisyonun iyi olması, zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak durmak gerekiyor. Zihinsel sağlık da diğer önemli taraf. Tırmanış öncesi ve sırasında kendimizi motive etmek çok önemli. Ben bir öğreti olarak görüyorum zirve deneyimlemeyi. Gücün bittiği yerde veya zor bir durumda kaldığımızda bizi ayakta tutan ve devam etmemizi sağlayan şey kesinlikle psikoloji oluyor. Bazen faaliyet sırasında gücümüz tükeniyor. Bu durumlarda başta söylediğim gibi takım arkadaşı, dağcılıktaki ismiyle body ile tek vücut oluyoruz. Yanımızdaki body en büyük destekçimiz zirve tırmanışında. O yüzden kendimizi ne kadar düşünüyorsak bir o kadar da yanımızdaki insanı düşünüyoruz.

Beydağları’ndaki tırmanış senin için nasıl bir deneyimdi? Genelde yaz tırmanışı yapıyorsun, yaz ile kış tırmanışları arasındaki farkları anlatır mısın?

Tırmanış rotamızda beklemediğimiz bazı hava koşullarına ayak uydurmak zorunda kalsak da Beydağları’ndaki Kızlar Sivrisi Dağı çok güzel bir deneyimdi. Zirveye, -30 dereceye kadar düşen bir havada vardık. Zeminin rota boyunca buz olması tırmanışı keyifli hâle getirdi. Kazma ve krampon olmadan ayakta durmak neredeyse imkânsızdı. Kış ile yaz şartları tamamen birbirinden farklı ancak hep aynı mantık ile yola çıkıyoruz. Kış şartları biraz daha efor, daha çok teknik bilgi ve beceri gerektiren ve yaz dağcılığına göre daha maliyetli bir bölüm. Bu arada yaz dağcılığı yapmadan kış şartlarına girmek uzman dağcılar tarafından pek önerilmez. Kış şartlarında daha teknik kıyafetler ve ekipmanlar olması gerekiyor, mesela çadırların standart çadırlardan çok daha iyi olması şart. Çünkü çok düşük sıcaklık değerlerinde o çadırın içinde birkaç gün yaşanılabilir ortama ihtiyacımız var. Yaz dağcılığında da aynı şekilde teknik ekipmanlarının olması lazım ancak kışa göre daha az maliyetli. Bunun yanı sıra yaz dağcılığı düşünülenin aksine yoğun dikkat gerektirir. Yaz havasının rehavetine kapılmamak gerekli. 2500-3000 metre üzeri yükseklikler çoğunlukla serin veya soğuk oluyor ama karşılaşılan manzara kesinlikle görmeye değer.

Dağcılıkla ilgili en çok hangi noktalarda zorlanıyorsun ve bu zorluğun üstesinden nasıl geliyorsun?

Beden ve kondisyon olarak dağcılıkta zorlanmadım. Dediğim gibi öncesinde yaptığımız bir hazırlık dönemi var bunun etkisi çok büyük. Sadece zirve yolunda bazen herkes gibi zihinsel yorgunluk yaşayabiliyorum. Ancak bu durumu yanımdaki insanların desteğiyle aşıyorum.

“Üniversitemizin desteğiyle tırmanmak isterim”

Üniversitemizde öğrencilerin ilgi alanlarına göre kurduğu 50’den fazla kulüp var. Sen de dağcılıkla ilgili bir kulüp kurmayı veya faaliyetlerde bulunmayı düşünüyor musun?

Dağcılıkla ilgili bir kulüp kurmayı düşünmüyorum ama Üniversitemizin desteği ile tırmanışlar yapmayı çok isterim. Üniversitedeki arkadaş grubumla ve tüm İç Mimarlık öğrencileriyle hem sosyal etkinlikler düzenleyeceğimiz hem de iç mimarların haklarını koruyacağımız bir topluluk kurmak için çalışmalar yürütüyoruz. Yakın zamanda faaliyetlerimize başlamayı umuyoruz.

Dışarıdan bakan biri için dağcılık çok riskli görünüyor, sen ne düşünüyorsun, seni hangi yönüyle cezbetti?

Evet, dağcılık riskli spor ama yanı sıra güvenliği öncelik edinen bir disiplin. Eğitim alıp, becerilerinizi artırarak bu sporu yapıyorsunuz. Bütün dağcılar zihnen bittiğini hissettiğinde zirve yapmadan dönerler. Önemli olan tek başına zirve değildir. Benim önceliğim dağda olmak, sınırlarımı bilmek ve öğrenmeye devam etmektir. Dağcılık bir spor dalı evet, bununla birlikte öğretisi çok yüksek.

Dağcılığın çok masraflı bir spor olduğu söylenir, gerçekten öyle mi? Bu konuda seni destekleyen kuruluşlar oluyor mu?

Dağcılık kıyafet ve ekipmanları teknik, fonksiyon ve sağlamlığı yüksek malzemeler olması sebebiyle yüksek fiyatlarla satılıyor, dolayısıyla maliyetli bir spor. Üniversite kulüpleri destek sağlayabiliyor, dağcılık kulüpleri sponsorluklarla sporcularına destek oluyor. Fakat seyircisiz yapılan tek spor olduğunu düşünürsek bunlar da çok etkili değil. Günümüzde doğa sporlarına ilgi hızla arttığı için sponsor bulmak ilerleyen dönemde maliyetler üzerinde daha etkili olacaktır.

Tırmanışı en çok sevdiğin ve “kesinlikle tırmanmalıyım” dediğin bölgeler hangileri?

Türkiye’de en sevdiğim bölge Aladağlar. Burada 3000 metre üzerinde 50’den fazla zirve yer alıyor. Başka bir gezegendeymişim gibi hissettiriyor. En büyük dileğim yaşamım boyunca sağlıklı bir şekilde dağlarda ve tırmanışta olmak. Erciyes, Ağrı, Kaçkarlar bu yıl tırmanmak istediğim dağlar arasında.

Zirveye ulaştığında zihinsel ve fiziksel olarak neler hissediyorsun?

Saf bir zafer duygusu ve inanılmaz bir mutluluk.

Son olarak, dağcılık sporuyla ilgilenmek isteyen ama harekete geçemeyen veya cesaret edemeyenlere neler söylemek istersin?

Öncelikle aktif bir spor kulübüyle tanışmalarını ve sporcularla sohbet etmelerini öneririm. Dağcılık yapan sporcuların heyecan ve tutkularını dinlediklerinde kendilerinde de bu istek varsa eyleme dönüşecektir. Sonrasında süreç daha hızlı ilerleyecektir.

 

Söyleşi: Kübra Erten- Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.